Beyoğlu'nun 70 yıllık bakkalı Kovid-19 nedeniyle ara verdiği mesleğine ve müşterilerine yeniden kavuştu
- Salgın dönemini evde yapayalnız geçiren 81 yaşındaki Hayri Memiş, eşinin ölümünün ardından yaşama tutunduğu sığınak olarak gördüğü bakkalındaki başta 1960 yılından kalma buzdolabı ve 1970 yılı üretimi terazisi olmak üzere atmaya kıyamadığı birçok tarihi eşyayı müzeye bağışlamak istiyor- Hayri Memiş:- "Bu meslek hizmet ister, doğruluk ister. İşini sağlam ve doğru yapan adam her zaman ayakta kalır"- İstanbul Bakkallar Odası Başkanı İsmail Keskin:- "Hayri ağabey paranız olsun ya da olmasın sizi buradan boş çevirmez. Bir sıkıntınız olduğunda Hayri ağabey sizi hiçbir şekilde geri çevirmez. Bir sıkıntınız olduğunda belki sizinle beraber koşar, siz onun için önemlisiniz"
İSTANBUL (AA) - KAAN BOZDOĞAN - Beyoğlu'nda baba mesleği bakkallığı 70 yıldır sürdüren ve iş yerinde halen 1960-1970'lerden kalma buzdolabı ve teraziyi barındıran 81 yaşındaki Hayri Memiş, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle ara verdiği mesleğine yeniden kavuştu.
İstanbul'un en eski ve en yaşlı bakkallarından 4 çocuk ve 8 torun sahibi Hayri Memiş, mesleğe 1951 yılında Haliç Kongre Merkezi'nin yerinde bulunan babasının manav-bakkal dükkanında çırak olarak başladı.
1964 yılında kendisine devredilen bugünkü iş yerinde çalışmaya başlayan Memiş, İstanbul Bakkallar Odasına da bu yılda kayıt yaptırdı.
Babacan tavrıyla 7'den 70'e kendisini tanıyan herkese örnek olan Memiş, Kovid-19 pandemisi nedeniyle meslek hayatı boyunca iş yerini ilk kez bu kadar uzun süre kapatmak durumunda kaldı.
Bu süreyi evinde yapayalnız geçiren Memiş, iki yıl önce vefat eden çok sevdiği eşinin ardından yaşama tutunabileceği sığınak olarak gördüğü dükkanına ve özlediği müşterilerine kavuştu.
Mahalle bakkalı kültürünü yaşatmanın ve vatandaşa hizmet edebilmenin mutluluğunu yaşayan Memiş'in en büyük arzusu 1960 yılından kalma buzdolabı ve 1970 yılı üretimi terazisi başta olmak üzere dükkanındaki atmaya kıyamadığı tarihi eşyaları müzeye bağışlamak.
Hayri Memiş, AA muhabirine, işini severek yaptığını ve günün yarısını dükkanında geçirdiğini anlattı.
Mahallede sevilen ve saygı gören Memiş, kendisini mahallenin muhtarı gibi hissettiğini ifade etti.
Para kazanmak için değil, insan kazanmak için mesleğine devam ettiğini dile getiren Memiş, eşinin ölümünün ardından kendisini burada avuttuğunu söyledi.
Salgın döneminde 70 yıllık mesleğine ara vermek durumunda kaldığını anlatan Memiş, evde geçirdiği bu sürede müşterilerini ve komşularını özlediğini vurguladı.
Salgının maddi kayıplar yaşattığına ancak sağlığın her şeyin önünde olduğuna değinen Memiş, dükkanın kapalı olduğu dönemde bozulan ürünleri de iade ettiğine belirtti.
Meslektaşlarına ve bakkallık mesleğini yapmak isteyenlere, "Mesleklerini doğru yapacaklarsa devam etsinler, mesleği sevmiyorlarsa yapmasınlar" tavsiyesinde bulunan Memiş, "Bu meslek hizmet ister, doğruluk ister. İşini sağlam ve doğru yapan adam her zaman ayakta kalır." dedi.
Herkesin esnaf olamayacağına dikkati çeken Memiş, esnaflığı yapabilmek için kişinin kendisini yetiştirmesi gerektiğini kaydetti.
Zincir marketlerin küçük esnafın işini kırdığına dikkati çeken Memiş, bu tür marketlerin aksine her müşteriye kardeş, ağabey, evlat gözüyle baktıklarını sözlerine ekledi.
- "Biz burada Hayri ağabeyi yaşatalım"
İstanbul Bakkallar Odası Başkanı İsmail Keskin de İstanbul'da 8 bini odaya kayıtlı olmak üzere yaklaşık 20 bin bakkalın bulunduğunu, bunlar arasında Hayri Memiş gibi tarihi birikime sahip esnafın bulunduğunu belirtti.
Memiş'i 22 yıldır tanıdığını ve her fırsatta mesleğe dair tecrübelerinden ve bilgisinden istifade ettiğini aktaran Keskin, "Hayri ağabeyin dükkanını biz aşağı yukarı mesken tuttuk. Çünkü başımız ağrıdığında, sıkıştığımızda, yapacaklarımız konusunda kendisinden fikirler soruyorduk. O da bize yardımcı olmaya gayret ediyordu." diye konuştu.
Hayri Memiş'in örnek kişiliğiyle mesleğin duayenlerinden olduğuna vurgu yapan Keskin, "Hayri ağabey paranız olsun ya da olmasın sizi buradan boş çevirmez. Bir sıkıntınız olduğunda Hayri ağabey sizi hiçbir şekilde geri çevirmez. Bir sıkıntınız olduğunda belki sizinle beraber koşar, siz onun için önemlisiniz." dedi.
Vatandaşlardan mahalle bakkalı kültürünü yaşatmak için bakkal esnafına destek vermelerini isteyen Keskin, "Biraz düşünen insan Hayri ağabeyin değer olduğunu görür, mahalle bakkalının değer olduğunu görür. Dolayısıyla ben bugün ayaklarımın üstüne basıyorum, benim bugün bir sıkıntım yok ama benim yarın sıkıntım olabilir. Biz burada Hayri ağabeyi yaşatalım." dedi.
Bakkalların mahallelerin kimi zaman emanetçisi, kimi zaman güvenliği, kimi için de sıkıştığında borç alınabilen esnaf olduğunu ifade eden Keskin, şunları kaydetti:
"Bu bizim görevimiz. 'Ben bakkalım, paran varsa alırsın yoksa alamazsın' gibi bir zihniyet yok ama zincir marketlerde var. Dolayısıyla bakkalları yaşatmamız lazım, onların yanında olmamız lazım. Onları göz ardı hiçbir zaman etmememiz lazım. Onların (zincir marketler) insanla, sevgiyle, saygıyla hiçbir alakası yok. Onlar bir şey bilirler, 'birileri gelsin bizden alışveriş yapsın, çok kar edelim.' O parayı da nereye götürdüğü ne yaptığı da belli değil. Hayri ağabeyden alınan yağın, tuzun, ekmeğin parası senin yine mahallende dönüyor ama onların birçoğunun parası yurt dışına gidiyor. Bakkalları yaşatalım."