Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca "1915 Olayları Uluslararası Konferansı" düzenlendi
- Almanya merkezli Güney Doğu Avrupa ve Kafkaslar Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Christian Johannes Henrich, nüfusunun çoğu Hristiyan olan ülkelerin Ermeni iddialarını kabul etmekte öne çıktığını söyledi- Bağımsız araştırmacı Dr. Patrick Walsh:- "(Ermenistan) Geçirdiği bütün felaketlere rağmen toprak genişletme konusunda halen takıntılı. Kendilerini çok önemli gören, dar görüşlü bir bakış açısına sahip. Yanlış bilgi ve dezenformasyon Ermenistan'ı mahvediyor"
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca, 1915 olaylarının tarihsel arka planı, hukuki boyutu ve günümüze yansımalarını ele almak amacıyla "1915 Olayları Uluslararası Konferansı" düzenlendi.
Çevrim içi düzenlenen ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı sosyal medya hesaplarından canlı yayınlanan konferansın "1915 Olaylarının Günümüze Yansımaları ve Gelecek Perspektifi" başlıklı 3. oturumunu Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Başkanı Emekli Büyükelçi Alev Kılıç yönetti.
Son oturuma Türk akademisyenlerin yanı sıra Almanya merkezli Güney Doğu Avrupa ve Kafkaslar Araştırma Merkezi (SOEK) Direktörü Dr. Christian Johannes Henrich ile bağımsız araştırmacı Dr. Patrick Walsh katıldı.
Dr. Henrich, "Siyasi bir araç olarak Ermeni Sorunu" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Ermeni meselesinin Türkiye'ye karşı kullanıldığını kaydeden Henrich, Ermeni iddialarını kabul edenlerin oranının, dünya nüfusunun yalnızca yüzde 8,43'üne tekabül ettiğini belirtti.
- "Avusturya'da Türkiye'ye karşı olan büyük azınlık var"
Ermeni iddialarını kimin ve neden kabul ettiğine ilişkin yaptığı araştırmalara da değinen Henrich, nüfusunun çoğu Hristiyan olan ülkelerin bu konuda öne çıktığını söyledi.
Henrich, araştırmasında bu ülkelerin çoğunun Türklerle savaşa girip girmedikleri hususunu da ele aldıklarını belirterek, "Avusturya'da Türkiye'ye karşı olan büyük azınlık var. İnsanlar bunu araştırmalarında belli ediyorlar. Osman Devleti açısından da bakıldığında, (Osmanlı) Viyana kapılarına kadar dayanmış, iki kez kuşatmaya çalışmış. Ancak Osmanlı Devleti'yle ortak bir geçmişi ve kötü anıları olduğu için insanlar bunu doğrudan söyleyemiyor." diye konuştu.
Öte yandan Henrich, Ermeni iddialarını kabul eden ülkelerin soykırım anlamında nasıl bir sicile sahip olduklarına ve meclis karar alma süreçlerine de değindi.
Türkiye'ye karşı "çifte standardın" her yerde geçerli olduğunu ifade eden Henrich, bunlarla mücadele etmenin yollarına değindi.
Henrich, akademik alanda ve ağ oluşturma konusunda eksikliğin olduğunu da dile getirdi.
- "Yanlış bilgi ve dezenformasyon Ermenistan'ı mahvediyor"
Bağımsız araştırmacı Dr. Walsh ise 1915 olaylarını Karabağ'da yaşanan son gelişmeler ışığında değerlendirdi.
Güney Kafkasya'nın Türkler için önemine değinen Walsh, 2020 Karabağ savaşının "Fonksiyonel bir devlet olmalı ki savaşlar kazanılabilsin." dersini verdiğini belirtti.
Walsh, 2020'de fonksiyonel bir devletin mevcut olduğunu ancak Ermenistan'ın bunu anlamadığını belirterek, Karabağ'da Ermenistan'ın savaşma kapasitesinin eksik olduğunu söyledi.
Sunumunda Ağdam'ın fotoğrafını gösteren Walsh, buradaki enkazların Ermenistan'ın başarısızlıklarının bir kanıtı olduğunu dile getirdi.
Walsh, Ermeni milliyetçiliğine de değinerek, "(Ermenistan) Geçirdiği bütün felaketlere rağmen toprak genişletme konusunda halen takıntılı. Kendilerini çok önemli gören, dar görüşlü bir bakış açısına sahip. Yanlış bilgi ve dezenformasyon Ermenistan'ı mahvediyor. Halktan önce topraklar geliyor." ifadelerini kullandı.
Araştırmacı Walsh, "Askerileşmiş Ermeniler'in" hassas Müslüman toplulukların karşısında görüldüğünü aktardı.
- Ermenistan için iki senaryo
Gelecekte gerçekleşmesi muhtemel senaryolara ilişkin detaylara da yer veren Walsh, olumlu senaryoda Ermenistan'ın komşularıyla iyi ilişkilere yol açacak fonksiyonel bir barış sağlayabileceğini, böylece bölge ekonomisinin bir parçası olabileceğini ve tarihi meseleler konusunda da uzlaşmaya varabileceğini belirtti.
Walsh, olumsuz senaryo da ise Ermenistan'ın başka bir Karabağ savaşına karar verebilme ihtimalinin olduğuna dikkati çekerek, "Böyle bir senaryoda, Ermenistan'ın Rusya'ya tamamen bağımlılığı karşımıza çıkar. Eğer Ermenistan böyle bir karar alırsa, kendisini yıkıma uğratır ve tamamen Rusya'ya bağımlı hale gelir." değerlendirmesinde bulundu.