Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran'dan 1915 olaylarına ilişkin Almanca makale:
- "Her yıl 24 Nisan’da, tarihi ve hukuki gerçekler siyasi saiklerle çarpıtılıyor"- "Tarihsel gerçeklerden kaçmayan, kendi tarihiyle yüzleşme konusunda özgüven içinde olanların bilimsel bir zeminde tarihçilerden oluşan bir komisyona neden itiraz ettikleri haklı ve cevaplanması gereken bir sorudur"- "Los Angeles Başkonsolosumuz Kemal Arıkan’ı katleden Ermeni terörist Hampig Sasunyan’ın geçtiğimiz ay yerel mahkemenin aldığı salıverme kararı vicdanlarımızı derinden yaralamıştır"
BERLİN (AA) - Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıra,n her yıl 24 Nisan’da, tarihi ve hukuki gerçeklerin siyasi saiklerle çarpıtıldığını belirtti.
Yavuz Selim Kıran 1915 olaylarına ilişkin TRT Deutsch için kaleme aldığı makalede Türkiye karşıtı çevrelerin tarihi gerçekleri çarpıtarak yeni husumet tohumları ekme çabasını sürdürdüğüne dikkati çekti.
Kıran, "Her yıl 24 Nisan'da, tarihi ve hukuki gerçekler siyasi saiklerle çarpıtılıyor. Türkiye Cumhuriyeti, devleti ve milletiyle bu istismar, yalan ve nefret kampanyalarına kararlılıkla karşı koymaya devam edecektir. Küçük siyasi hesaplar uğruna Türkiye düşmanlığı yapanlar tarihi gerçeklerin üzerini örtemezler. Tüm bu asılsız iddialara tarihi ve hukuki gerçekler temelinde karşılık vermeyi sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.
Osmanlı İmparatorluğunda 600 sene boyunca farklı etnik ve dini gruptan milletlerin barış içinde bir arada yaşadığını aktaran Kıran, bu dönemin tarih kitaplarına "Pax Ottomanica (Osmanlı Barışı)" olarak geçtiğini vurguladı.
Birinci Dünya Savaşıyla sonuçlanan uzun istikrarsızlık döneminde yaklaşık 50 milyon insanın hayatını kaybettiğini ve tüm milletlerin büyük acılar çektiğini hatırlatan Kıran, adil bir insani ve vicdani duruşun din ve etnik köken gözetmeden bu dönemde yaşanmış tüm acıları anlamayı gerekli kıldığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yayınlanan taziye mesajlarının bu konudaki Türkiye'nin insani tutumunu dünyaya açıkça duyurduğunu aktaran Kıran, şöyle devam etti:
"Türkiye yüzyıllık bir acıya uzatılmış bir barış eli olarak Osmanlı ve Anadolu insanlarının ortak yaralarını sarmayı amaçlamaktadır. 1915 olayları siyasetçilerin tartışma konusu değil, tarihçilerin araştırma konusu olmalıdır. Bu anlayışla 1915 olaylarının bilimsel bir şekilde incelenmesi için Sayın Cumhurbaşkanımız 2005 yılında ortak tarih komisyonu kurulması çağrısında bulundu. Arşivlerimizi bütün araştırmacıların kullanımına açtık. Bugüne kadar çağrılarımıza Ermenistan tarafından bir karşılık göremedik. Tarihsel gerçeklerden kaçmayan, kendi tarihiyle yüzleşme konusunda özgüven içinde olanların bilimsel bir zeminde tarihçilerden oluşan bir komisyona neden itiraz ettikleri haklı ve cevaplanması gereken bir sorudur."
- Ermeni tarafı tarihi ve hukuki gerçeklerden uzak
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Ermeni tarafının 1915 olaylarını tarihi ve hukuki gerçeklerden uzak bir şekilde tek taraflı olarak takdim etme ısrarını sürdürdüğünü ifade etti.
Kıran, Ermenilerin mesnetsiz iddialarında, komitacıların I. Dünya Savaşı'nda Müttefik güçlerin kışkırtmalarıyla çıkardıkları isyanlardan ve Müslüman nüfusa yönelik katliamlarından bahsedilmediğine dikkati çekerek, "İşgalci güçlerin izlediği acımasız savaş stratejileri ve kıyımlar tamamen görmezden gelinerek 'soykırım' dayatması yapılıyor. Biz, bu tek yanlı ve gerçekleri çarpıtan anlayışa itiraz ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
1915 olaylarını değerlendirirken tarihsel arka planın yanı sıra hukuki çerçevenin içinde kalmaya da özen gösterilmesi gerektiğini belirten Kıran, şöyle devam etti:
"Soykırım, uluslararası hukukta tanımı açık ve kesin olarak yapılmış ağır bir suçtur. Bu nitelikte bir suçlamada bulunmak, 1948 Soykırım Sözleşmesi uyarınca yetkili mahkemelerin uhdesindedir. 1915 olaylarını soykırım olarak niteleyen herhangi bir uluslararası mahkeme kararı bulunmamaktadır. 1915 olaylarının meşru bir tartışma konusu olduğu, dolayısıyla Holokost ile bir tutulamayacağı da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları, Fransız ve Belçika Anayasa Mahkemelerinin aynı yönde verdiği kararlarıyla teyit edilmiştir. Hal böyleyken, tüm uyarılarımıza rağmen bazı ülkeler ne yazık ki tarihi siyasallaştırma çabalarına alet olmuşlardır. Ermeni iddialarını tarihi hakikat olarak kabul edip, aksi yöndeki görüşleri yasaklamaya kalkan parlamentolar demokrasinin temel ilkelerine aykırı hareket etmişlerdir. Bu tür siyasi adımlar, 1915 olaylarına ilişkin farklı görüşlerin dile getirilmesini teminat altına alan AİHM içtihatlarına aykırıdır. Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesine ve böylece bölgemizde barışın tesis edilmesine katkı sağlamaktan da uzaktır."
1915 olaylarına dair mesnetsiz iddiaların terör eylemlerine sebep olmasından herkesin ibret almasını isteyen Kıran, terör örgütü ASALA’nın 1973-1984 arasındaki dönemde 31’i diplomat 58 vatandaşı şehit eden terör eylemlerinin asla unutulmayacağının altını çizdi.
Siyasi amaçlar uğruna çarpıtılan tarihin teröre dönüşmesinden herkesin ders çıkarması gerektiğini vurgulayan Kıran, "Hiçbir şekilde meşru ve mazur gösterilemeyecek olan terörizm karşısında sessiz kalmak en temel insanlık değerlerine aykırıdır. Los Angeles Başkonsolosumuz Kemal Arıkan’ı katleden Ermeni terörist Hampig Sasunyan’ın geçtiğimiz ay yerel mahkemenin aldığı salıverme kararı vicdanlarımızı derinden yaralamıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin samimi bir şekilde 1915 olaylarının doğru anlaşılmasından yana olduğunu dile getiren Kıran, dünya tarihinin acılarla dolu bir sayfasını siyasi amaçlara alet etme çabalarını kabul etmediklerini belirtti.
Tarihi gerçeklerin çarpıtılmasına ve yeni düşmanlıklar üretilmesine asla izin vermeyeceklerini vurgulayan Kıran, "Acıları yarıştırmak yaralarımızı hiçbir şekilde sarmaz. Tarihi gerçekler ışığında, akıl ve vicdana dayalı, müşterek gelecek perspektifini esas alan yapıcı bir anlayışla bölgemize barış, huzur ve istikrarı getirmek esas amacımızdır." ifadelerini kullandı.