YTB'nin "Nekbe Günü" panelinde İsrail'in Filistin halkına son saldırıları ele alındı
- Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren:- "Her ne kadar uluslararası sistem, başta BM olmak üzere Filistin meselesine kör ve sağır olsa da Türkiye hem uluslararası platformlarda hem de İslam dünyası içerisinde bu meseleye sahip çıkmaya çalışıyor"- Türkiye'nin Kudüs Başkonsolosu Ahmet Rıza Demirer:- "Gazze ve Filistin'deki insanlık dramı insanlığın önünde devam edip gidiyor. Bu çaresizliği yenmek zorundayız"- Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa:- "Kudüs’e karşı saldırılar tamamıyla bir Filistin meselesi değildir. Kudüs Filistinlilerin ebedi başkenti değil aynı zamanda 'İsra ve Mirac'ın mekanıdır. Onun için burası tüm İslam dünyasının kutsal mekanıdır"
ANKARA (AA) - Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren, başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere uluslararası sistemin, Filistin meselesine yaklaşımını eleştirerek, Türkiye'nin hem uluslararası platformlarda hem de İslam dünyası içerisinde bu meseleye sahip çıkmaya çalıştığını söyledi.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) düzenlediği "Nekbe Günü" panelinde İsrail'in 1948'de işgal ettiği Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesi ve Filistinlileri zorunlu göçe tabi tutması nedeniyle büyük felaket olarak her 15 Mayıs'ta anılan "Nekbe" günü ve İsrail'in son dönemdeki saldırıları ele alındı.
Çevrim içi düzenlenen panel, YTB Başkanı Abdullah Eren, Türkiye'nin Kudüs Başkonsolosu Ahmet Rıza Demirer ve Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa'nın açılış konuşmalarıyla başladı.
Eren, Nekbe'nin bu yıl büyük bir hüzün ve elemle anıldığına dikkati çekerek YTB'nin faaliyet ve etkinliklerinin başında daha önce yaşanan büyük felaketlerin, acıların, zulümlerin, sürgünlerin anılması ve bu konularda toplumun bilgilendirilmesinin geldiğini belirtti.
İsrail'in, 14 Mayıs 1948'de Filistin topraklarını işgal etmesinin ardından Filistinlilerin yüz yıllardır yaşadığı coğrafyadan zorunlu göç, yerinden edilme ve büyük katliamlarla zaman içinde izlerinin silinmeye çalışıldığını anlatan Eren, İsrail'in son dönemdeki saldırılarını hatırlattı.
Eren, İsrail'in politikalarına ve orantısız şiddetine Filistin halkının büyük bir direniş gösterdiğini vurgulayarak, "Her ne kadar uluslararası sistem, başta BM olmak üzere Filistin meselesine kör ve sağır olsa da Türkiye hem uluslararası platformlarda hem de İslam dünyası içerisinde bu meseleye sahip çıkmaya çalışıyor." dedi.
YTB'nin Filistin'e verdiği en büyük desteğin Türkiye Bursları olduğunu söyleyen Eren, "Bugün Türkiye'de 530'dan fazla Filistinli öğrenci sadece YTB'nin Türkiye Burslarıyla okumakta ve 600'e yakın öğrenciyi de bugüne kadar mezun ettik." diye konuştu.
Eren, YTB'nin Osmanlı Arşivlerinde Filistin Belgeleri projesini yürüttüğünü, Osmanlı Filistini Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası'nı geçen yıl yayımladıklarını belirterek, "Osmanlı arşivindeki tüm Filistin belgelerini çıkardık, tasnif ettik. Şimdi kısım kısım onları kitap olarak basacağız. Osmanlı döneminde o zamanki Filistin'in tapu kayıtlarına ulaşmak için bunu bir başlangıç kitabı olarak sayabiliriz." ifadelerini kullandı.
YTB'nin daha önce Filistin'de Türk varlığına ilişkin yürüttüğü projeleri, akademik çalışmalarını da anlatan Eren, "Filistin davası Müslümanların ve tüm dünyanın takip etmesi gereken önemli bir davadır." dedi.
- "Filistin halkı zor durumdadır, baskı altındadır ama direniş ruhu tazedir, güçlüdür"
Türkiye’nin Kudüs Başkonsolosu Büyükelçi Demirer, Nekbe'nin yıl dönümünün her yıl Filistin davasını değerlendirmek için bir fırsat olduğunu belirterek, Filistin'de son günlerde yaşananların, Filistin davasının durumunu ve Nekbe'nin bugün de hala devam eden bir hareket olduğunu gösterdiğini dile getirdi.
Demirer, "Gazze ve Filistin'deki insanlık dramı insanlığın önünde devam edip gidiyor. Bu çaresizliği yenmek zorundayız." şeklinde konuştu.
İsrail'de yapılan seçimlerde ırkçı partilerin anahtar konuma geldiğine işaret eden Demirer, "Bu partilerin barışla, çözümle uzaktan yakından alakası yoktur. Batı Şeria'daki arazideki durum zaten iki devletli çözümü ne kadar zorlaştırdığını göstermiştir. Yolun sonuna gelinmiştir." ifadesini kullandı.
Büyükelçi Demirer, "Filistin halkı zor durumdadır, baskı altındadır ama direniş ruhu tazedir, güçlüdür. Bugün bütün Filistinliler tek vücut halinde bu direnişlerini ortaya koymuştur." dedi.
Yaklaşık 20-30 yıldır belki de böyle bir mücadele görülmediğine dikkati çeken Demirer, "Filistin halkı burada tek başına bu alanda direnmektedir. Yapmamız gereken çok şey vardır. Önce İslam dünyasının bir birlik sergilemesi lazım. Filistin halkının güçlü olması için bizim İslam dünyasında aykırı sesler olmaması lazım." diye konuştu.
Demirer, uluslararası toplumun desteğinin alınmasının önemine de işaret ederek, uluslararası kamuoyunda belki de ilk kez Filistin'e olan desteğin "Yahudi lobilerinin pompaladığı mesajların" önüne geçtiğini kaydetti.
- "Kudüs Filistinlilerin ebedi başkenti değil aynı zamanda 'İsra ve Mirac'ın mekanıdır"
Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa da Büyük Felaket’in (Nekbe) Filistin halkının ve bağımsızlık yolunda sürdürmüş olduğu mücadelenin belki de en açık olaylarından bir tanesi olduğunu dile getirerek, mücadelenin orayla kalmadığını ve Filistin halkına karşı saldırıların devam ettiğini vurguladı.
Büyükelçi Mustafa, İsrail’in sadece Filistinlileri yerlerinden etmekle yetinmediğini, Gazze’ye hava saldırıları düzenlediğini ve oradaki sivil halka ve sivil yapılara yönelik bombardıman faaliyetleri yürüttüğünü, bunun sonucunda da çocuklar, yaşlılar, kadınlar ve gençlerin hayatını kaybettiğini anlattı.
Bütün bu yaşananlarla ilgili iletmek istediği mesajlar olduğunu söyleyen Mustafa, şöyle devam etti:
"Kudüs’e karşı saldırılar tamamıyla bir Filistin meselesi değildir. Kudüs Filistinlilerin ebedi başkenti değil aynı zamanda 'İsra ve Mirac'ın mekanıdır. Onun için burası tüm İslam dünyasının kutsal mekanıdır. Yani hiçbir şekilde buraya karşı yapılan saldırılar Filistinlilerin direnişi ve direnişinin kırılmasıyla sonlandırılabilecek bir mesele değildir. Bu, Filistinlilerin de ötesinde bütün İslam dünyasının meselesidir. Bunun bu şekilde bilinmesi gerekir ve çok da kolay değildir.
Son iki yıl içerisinde baktığımız zaman maalesef Arap ülkelerinin İsrail’le bir normalleşme süreci içerisine girdiklerini görmekteyiz. Bu, bizleri gerçekten de üzmektedir. İsrail bir yandan içeride tüm saldırılarını devam ettirirken, utanç duvarları örerken, halkımızı, topraklarını, evleri, mahalleleri birbirinden ayırırken onu daha çok cesaretlendirecek bu tür normalleşme adımlarının gerçekten utanç verici olduğunu da ifade etmek isterim. Çünkü Filistinlilerin meşru hakları burada gasbedilmektedir ve bu gasp eylemine kayıtsız kalınmaktadır."
Filistinlilerin iktidarı elde etmek için birbirleri arasındaki mücadelelerini bir kenara bırakarak tüm ülkenin savunulması için birlik olmaları gerektiğini vurgulayan Mustafa, Filistin davasına desteklerinden dolayı başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türkiye’ye ve Türk halkına, hem Filistin mücadelesine desteği hem de Filistinli öğrencilere Türkiye’de eğitim olanakları sunduğu için YTB Başkanı Abdullah Eren ve YTB’ye teşekkür etti.
Panel, Doç. Dr. Ziya Polat'ın "İkinci Abdulühamid Döneminde Filistin'e Yahudi Göçü Girişimi", Prof. Dr. Abdulfettah El Uveysi'nin "Entelektüel Nekbe: Beytülmakdis'in İşgali ve Bilgi Krizi", Dr. Mohammad Markam Balawi'nin "Dünya Siyasetinde Filistin Merkezli Güncel Gelişmeler" başlıklı konuşmalarının ardından tamamlandı.
- Nekbe
Filistinliler, İsrail'in 14 Mayıs 1948'de işgal ettiği Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesi ve Filistinlileri zorunlu göçe tabi tutması nedeniyle 15 Mayıs'ı "Nekbe" (Büyük Felaket) olarak anıyor.
İsrail'in 15 Mayıs 1948'de tarihi Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesi, Filistinliler için onlarca yıldır devam eden felaketler silsilesinin başlangıcı oldu.