Zirve Yayınevi soruşturmasında yalan ifadeyle mağduriyete neden olduğu iddia edilen sanıklar hakim karşısında
- Mahkeme heyeti, sanıklardan, Zirve Yayınevi davasında gizli tanık olarak ifade veren İlker Çınar'ın, tutuklanmasına yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmetti
MALATYA (AA) - Malatya'da biri Alman 3 kişinin öldürüldüğü Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin soruşturma sırasında Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) çıkarları doğrultusunda yalan ifadeyle bazı kişilerin mağdur olmasına sebebiyet verdiği öne sürülen 5'i firari 10 sanığın yargılanmasına başlandı.
Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, tutuksuz sanık Özgür Birdal ile müştekiler Adem Gedik, Ruhi Abat, Levent Kağan Türk ve avukatları hazır bulundu.
Diğer tutuksuz sanıklar Adnan Dinçer, Mehmet Ali Badak ve Nihat Keskin ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
Kimlik tespitinin ardından savunma yapan sanık Özgür Birdal, daha önce etkin pişmanlık hükümleri kapsamındaki beyanlarını tekrar ederek, örgüt içerisinde müdür yardımcısı olarak görev yaptığını ve askerlerden sorumlu olduğunu söyledi.
Ocak 2007'ye kadarki süreçte o dönem Malatya Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Ülger'in, hedefteki menfi kişiler kategorisinde olduğunu, örgütün bu tarz kişilere yönelik karalama işlemleri yaptığını bildiğini anlatan Birdal, "Zirve Yayınevi cinayetleriyle ilgili ne öncesinde ne sırasında ne de sonrasında hiçbir bilgim ve duyumum yoktur." dedi.
Mahkeme başkanının sahte ihbar mektuplarını nasıl hazırladıkları yönündeki sorusuna Birdal, "Mektupları gönderirken sorgulamıyordum, çünkü kafamda o zaman haklarında mektup yazılan kişilerle ilgili düşman algısı vardı. Mehmet Ülger de o kategoride bir kişiydi. İhbar mektupları örgüt tarafından bana dijital ortamda gönderilir, ben de uygun şekilde zarflayıp ilgili yere gönderirdim. Bu şekilde gönderdiğim mektuplar oldu." diye konuştu.
Sanık Mehmet Ali Badak ise daha önceki ifadelerini tekrar ettiğini belirterek, askerden geldikten sonra örgütle tanıştığını ve TSK'de görevli askerlerle sohbet görüşmeleri yaptığını anlattı.
Badak, tanık Aykut Saka'nın kendilerini deşifre ettiği için örgüt içerisinde çözülme olmaması adına istifa ettiğini ve daha sonra örgüt tarafından yurt dışına gönderildiklerini kaydetti.
Sanık Adnan Dinçer de Zirve Yayınevi cinayetini kimin işlediğini ya da azmettirdiğini bilmediğini iddia etti.
Başka bir suçtan tutuklu bulunan sanık Nihat Keskin de hakkındaki iddiaları kabul etmeyerek, iddianamenin kendisine henüz ulaşmadığını, daha sonra savunma yapmak istediğini aktardı.
- Müştekiler sanıkların tutuklanmasını istedi
Müşteki Ruhi Abat ise "FETÖ'nün cemaat değil lejyoner bir örgüt olduğunu vurgulayarak, yargılanan sanıkların ise 3 maymunu oynadığını" dile getirdi.
Sanıkların savunmalarında etkin pişmanlıktan yararlanmak için malumun ilanını yaptıklarını belirten Abat, "Maddi gerçekler ortaya çıkarılsın. Sanıklar halen FETÖ'nün güdümünde ve kontrolündedir. FETÖ halen sanıkları bazı söylemlerle koruyor. Sanıkların konuşmaları çelişkilidir. Tutuksuz yargılanan sanıklardan özellikle İlker Çınar, Adnan Dinçer ve Mehmet Ali Badak'ın hem yargılanma hem de soruşturmayı etkilememesi için tutuklanmalarını talep ediyorum." ifadesini kullandı.
Müşteki Adem Gedik ise sanıkların bu işten kurtulmaya çalıştığın vurgulayarak, "Ama biz bu işin mağduriyetini çekiyoruz. Ben halen özlük haklarım için mücadele ediyorum. Bu davada bir adım ileri gitmek istiyorsak tutuksuz yargılanan tüm sanıklar tutuklanmalı." dedi.
Müşteki Levent Kağan Türk de tutuksuz sanık İlker Çınar'ın misyonerlerin kontrolünde olduğunu iddia ederek, tutuksuz sanıkların tutuklanmasını talep etti.
Tanık Aykut Saka ise Malatya'da tutuksuz sanık Özgür Birdal ile görüştüğünü ifade ederek, "Özgür Birdal ile beni, İstanbul'daki kişiler istedi. Ankesörlü hattan kendisiyle görüşüyorduk. Genelde bana 'içki içen, namaz kılan var mı' gibi bilgiler soruyorlardı. Bir süre sonra Mehmet Ali Badak ile görüşmeye başladık. Özgür Birdal da bulunan hard diskte kimin namaz kıldığı, kimin içki içtiği gibi bilgiler yer alırdı." diye konuştu.
Saka, terör örgütünün, dönemin İl Jandarma Alay Komutanı Emekli Albay Mehmet Ülger ve ekibi hakkında Zirve Yayınevi cinayetiyle ilgili ihbar mektubu yazmasını istediğini, ancak kendisinin bunu kabul etmediğini de kaydetti.
Mahkeme heyeti, duruşmada daha sonra iddia makamının taleplerini dinledi. Duruşma savcısı, tutuksuz sanık İlker Çınar'ın tutuklanmasını talep etti.
Mahkeme, tutuksuz yargılanan sanıklardan Zirve Yayınevi davasında gizli tanık olarak ifade veren İlker Çınar'ın tutuklanmasına yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmetti.
Firari sanıklar Hamdullah Bayram Öztürk, Rıdvan Akovalı, Deniz Civelek, Nihat Özçelik ve Suat Yiğit'in yakalanmasına karar veren heyet, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
- Olay
Malatya'da 18 Nisan 2007'de işlenen Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin soruşturma sırasında, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) çıkarları doğrultusunda yalan ifadeyle bazı kişilerin mağdur olmasına sebebiyet verdikleri iddia edilen örgütün sözde üst düzey yöneticilerinden Hamdullah Bayram Öztürk ve Rıdvan Akovalı ile gizli tanık olarak ifade veren İlker Çınar'ın arasında bulunduğu 10 kişi hakkında "iftira nedeniyle mağdurun gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olma" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlarından dava açılmıştı.
İlker Çınar'ın ayrıca "örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçlamasından da cezalandırılması talep edilmişti.
Müştekiler arasında emekli Orgeneral Hurşit Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger ve Haydar Yeşil de bulunuyor.
- İddianameden
İddianamede, örgütün, TSK'deki ilerlemesinin önünü açmak için soruşturma dosyasına kendilerinden olmayan askerler hakkında yalan ihbar mektupları ve asılsız ifadeler eklettiği yer alıyor.
Terör örgütü mensuplarınca, hedef seçtiği kişiler hakkında soruşturma başlatmak amacıyla sanki "vatansever" birisi tarafından yazılmış intibası uyandıran ihbar mektupları gönderildiği aktarılan iddianamede, ayrıca FETÖ'nün kendinden olmayan askerleri yargı sürecine dahil etmek için hazırlattığı yalan ihbar mektuplarını, terör örgütü PKK yandaşı sitelerde yayımlattığı da kaydediliyor.