Ünlü yazar Susanna Tamaro, D&R Home'un konuğu oldu:
- "Tesadüfe gençken inanmazdım ama yaşlandıkça bazı insanların bazı insanlar için özellikle belirlendiğini ve onu gittiği yerde mutlaka bulduğunu gördüm. Eskiden insanlar kendi köyünden çıkmazdı ve o köyde kuşaklar geçerdi. Artık dünya çok küçüldü"- "Arılar bütün bir kış mevsimini bir kovanda geçiriyorlar. Yaz geldiğinde mutlak bir karanlıktan mutlak bir aydınlığa çıkarak bin bir renk görüyorlar. Ben de bu kitabı (Büyük Bir Aşk Hikayesi) durmadan yazma duygusuyla yazdım. Bu kitapta da sürekli bir ışıktan karanlığa, karanlıktan ışığa geçme durumu var. Hepimiz hayatlarında olduğu gibi bazen karanlık bazen ise aydınlık sahnelere yer verdim"
İSTANBUL (AA) - İtalyan yazar Susanna Tamaro, D&R Home'un düzenlediği çevrim içi etkinliğe konuk oldu.
Moderatörlüğünü çevirmen Eren Cendey'in üstlendiği etkinlik, D&R'nin Instagram hesabından canlı yayınlandı.
Tamaro, söyleşide, 10 yıl aradan sonra yazdığı yeni romanı "Büyük Bir Aşk Hikayesi"ni ve kitabın yazılış sürecini anlattı.
- "Venedik'in dar sokakları, kanalları ve köprülerini insan beynine benzetiyorum"
Uzun zaman sonra bir aşk romanı kaleme aldığını ifade eden Tamaro, "Tesadüfe gençken inanmazdım ama yaşlandıkça bazı insanların bazı insanlar için özellikle belirlendiğini ve onu gittiği yerde mutlaka bulduğunu gördüm. Eskiden insanlar kendi köyünden çıkmazdı ve o köyde kuşaklar geçerdi. Artık dünya çok küçüldü." dedi.
Tamaro, gençlerin anne babaları iyi insanlar olsalar bile onlara karşı nefret dolu olduklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Gençler ısrarla ailelerini bırakıp uzaklara gitmek istiyorlar. Fakat bundan sonra da büyük bir yalnızlık içine düşüyorlar. İlk kitaplarımdaki hayat 1970'li yıllardı. İnsanların daha özgür olma arzusu duyduğu yıllardı. Şimdi ise aileye bir düşmanlık durumu var ve bunun sonunda yalnız kalıyor. Bu kitapta konu Venedik'te başlıyor. Venedik labirentler şehri ve benim gibi bir turist için kaybolma yeri. Ben Venedik'in dar sokakları, kanalları ve köprülerini insan beynine benzetiyorum. İnsan beynin karmaşıklığına sahip. Ben 30 senedir bir dağ köyünde yaşıyorum. Çok sayıda hayvanım var. Kitap yazmadığım zaman toprakla uğraşmak benim kafamı çalıştırıyor."
Kış aylarını daha çok yazma zamanı olarak değerlendirdiğini aktaran Tamaro, son kitabını elle yazdığını ve bir buçuk ay sürdüğünü dile getirdi.
Tamaro, doğayı çok sevdiğini ve liseden sonra doğa üzerine belgeseller çektiğini anlatarak, "Arılar bütün bir kış mevsimini bir kovanda geçiriyorlar. Yaz geldiğinde mutlak bir karanlıktan mutlak bir aydınlığa çıkarak bin bir renk görüyorlar. Ben de bu kitabı durmadan yazma duygusuyla yazdım. Bu kitapta da sürekli bir ışıktan karanlığa, karanlıktan ışığa geçme durumu var. Hepimiz hayatlarında olduğu gibi bazen karanlık bazen ise aydınlık sahnelere yer verdim." ifadelerini kullandı.
Susanna Tamaro'nun yeni romanı "Büyük Bir Aşk Hikayesi", Can Yayınları'ndan okurlarla buluştu.