AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK Toplantısı'na ilişkin açıklamalarda bulundu: (4)
- "(Yeni anayasa çalışmaları) AK Parti'de çalışacağız, Cumhur İttifakı olarak beraber de çalışacağız. Hem AK Parti'den hem MHP'den siyasi heyetler süreci tartışmaya devam edecek"- "(KKTC Anayasa Mahkemesinin Kur'an kursu kararı) Konjonktür hazretleri ve mevzuat efendiye demokrasiyi kurban edemeyiz"- "(Yerel yönetim mevzuat çalışması) Heyetimiz açısından henüz mutabakata varılmış bir konu yok. Belediye başkanlarımızdan gelen, mevzuattan, pratikten kaynaklanan geniş bir yelpazede sorunlar getiriliyor"- "(CHP'nin hizmet damgalı pasaportla ilgili iddiaları) İçişleri Bakanlığımız bunu soruşturacak ve netice itibarıyla kusur, hata, yanlış ve suç ne varsa yargıya intikal edecek. Biz de bu şekilde soruşturulmasının güçlü bir şekilde arkasındayız"
ANKARA (A) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin, "AK Parti'de çalışacağız, Cumhur İttifakı olarak beraber de çalışacağız. Hem AK Parti'den hem MHP'den siyasi heyetler süreci tartışmaya devam edecek." dedi.
Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yeni anayasa çalışmalarında nasıl bir süreç izlendiği sorulan Çelik, anayasayla ilgili akademisyenlerin siyasi tartışmaya teşkil edecek bir zemin hazırladıklarını söyledi.
Bu çalışmanın güçlü şekilde devam ettiğini söyleyen Çelik, "AK Parti'de çalışacağız, Cumhur İttifakı olarak beraber de çalışacağız. Hem AK Parti'den hem MHP'den siyasi heyetler süreci tartışmaya devam edecek. Burada olgunlaştıktan sonra tabii ki diğer partilerle de konuşacağız. Yeni bir anayasa demek ülkenin geleceğe dönük yeni bir yol haritasına, nüfus cüzdanına sahip olması demektir. Bunun her zaman en geniş mutabakatla yapılması gerekir. Bu mutabakata katılan, katılmayan olur. O, onların bileceği iş ama bu kapı açık tutulacaktır. Milletimize darbe dönemlerinin ürünü olmayan ilk sivil anayasayı hediye etmek buna emek veren herkesin onuru olacaktır." diye konuştu.
KKTC Anayasa Mahkemesinin Kur'an kursu kararına ilişkin soru üzerine Çelik, din ve vicdan özgürlüğünü engelleyen bir karar olduğunu aktardı.
"Mevzuat böyle." şeklinde bir açıklama yapıldığını söyleyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Değiştirirsin mevzuatı. Hiçbir mevzuat temel hak ve hürriyetlerden yüksekte duramaz. Türkiye'yi, geçmişteki dönemlerde mahveden şey konjonktür hazretleri ile mevzuat efendinin iş birliğiydi. Bunlara başvurarak Türkiye'nin demokratik süreçlerini felç ederlerdi. Millete karşı, milletin hak ve hürriyetlerine karşı bir mevzuat olabilir mi? Söz konusu değil. Hemen değiştirilir. Orada bir sıkıntı varsa bunu değiştireceksin. Din ve vicdan hürriyetini engelleyen bir karar alıp, sonra oradaki birtakım baro mensuplarının üzerinde tepindiği gibi bunu üstelik laikliğin zaferi gibi ilan etmek çok ilkel bir yaklaşım."
Çelik, Türkiye'nin bu dönemlerden geçtiğini, bu dönemde yaşanan acıları geride bıraktığını dile getirdi.
Bu konuda Türkiye'nin atacağı adımların olduğuna dikkati çeken Çelik, "Sayın Tatar da bunun düzeltilmesi gerektiğini ifade etti. Koordinasyonlu bir şekilde bu süreci takip etmeye devam edeceğiz. Laiklik prensibi son derece değerli, toplumsal barışı koruyan bir prensiptir. Laiklik prensibini güçlü bir şekilde savunuyoruz. Anayasa Mahkemesi kararının laiklikle ilgisi yok. Konjonktür hazretleri ve mevzuat efendiye demokrasiyi kurban edemeyiz." diye konuştu.
- Yerel yönetimler mevzuatı
Bir gazetecinin, "Yerel yönetimler mevzuat çalışması ne durumda. Mevzuatta bir değişiklik olacak mı? Muhalefet ile bu konuda bir temas gerçekleştirilecek mi?" sorusu üzerine Çelik, konunun Cumhur İttifakı'nın her iki kanadında da tartışılacağını ifade etti.
Çalışma olgunlaştıktan sonra diğer siyasi partilerle istişare edilip edilmeyeceğinin değerlendirileceğini belirten Çelik, şu açıklamalarda bulundu:
"İstişare kapısı her zaman açıktır. Biz bir şey söylediğimiz zaman 'Şu şu olacaksa hiç konuşmayalım' diyerekten istişarenin mantığına aykırı bir yaklaşımla karşı karşıya kalıyoruz. Böyle bir yaklaşım olmazsa önyargısız ve samimi yaklaşım olursa her zaman geniş bir istişareyi, geniş bir uzlaşmayı arzu ederiz ama uzlaşmayla tavizkarlık arasındaki, istişareyle işi sulandırma arasındaki farkı da her zaman gözetiriz. Taslağın içeriğine ilişkin şu anda bir şey söyleyemem. Heyetimiz açısından henüz mutabakata varılmış bir konu yok. Belediye başkanlarımızdan gelen, mevzuattan, pratikten kaynaklanan geniş bir yelpazede sorunlar getiriliyor. Olgunlaştıkça sizinle paylaşacağım şeyler olacaktır."
- Yunan Bakanların Suudi Arabistan'a gerçekleştireceği ziyaret
AK Parti Sözcüsü Çelik, Yunanistan Savunma ve Dışişleri Bakanlarının Suudi Arabistan'a gerçekleştireceği ziyarete ilişkin soru üzerine, Yunanistan ile iki komşu olduklarını hatırlatarak meseleleri karşılıklı çözme isteklerini ilettiklerini dile getirdi.
Yunan muhatapların baştan aşağı haksız olduklarını bildiklerini vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
"Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın Türkiye'ye gelip de 'Şunlar hukuka uygundur' dediklerinin hepsi hukuka aykırı, 'Türkiye'nin şu yaptıkları hukuka aykırıdır' dediği konuların hepsi de hukuka uygundur. Bunu kabul edecek uluslararası bir hukukçu da yoktur. Bizim şöyle bir Türk devlet geleneğimiz var. Yunanistan'ı hiçbir zaman zor durumda olduğu durumlarda istismar etmedik. Başlarına deprem felaketi geldi yardıma gittik, ekonomik açıdan zora düştüler bizim önümüze bazı teklifler geldiğinde onların milli onurlarını incitecek hiçbir adım atmadık. Yunanistan maalesef bunlara layık olmayan bir ülke gibi davranıyor. Dolayısıyla meselesini Türkiye'de çözecek yerde Yunanistan-Türkiye meselesini önce Avrupa Birliği-Türkiye meselesi yapmak gibi sonuçsuz ve anlamsız bir yola giriyor. Avrupalıların hiçbiri size yardım etmez. Yine zor gününüzde yanınızda biz oluruz. Bunun tamamlayıcısı olarak da şöyle bir şey yapıyor.
Türkiye'yi kuşatmak için Libya'ya, Mısır'a gidiyor, Suudi Arabistan ziyareti yapacak. Buradaki hiç kimse Akdeniz'in, Ege'nin bir Yunan gölü olmasına müsaade edecek bir yaklaşım içine girmez. Yunanistan, Türkiye'ye karşı kumpas kuran, birtakım husumet lobileri oluşturmaya çalışan bir tavır içine giriyor. Halbuki enerjisini bu şekilde çıkmaz sokak olan işlere harcayacağına Türkiye'de müzakereye harcasa çok daha doğru yollar bulunabilir."
- Rusya-Ukrayna gerilimi
Bir basın mensubunun, "Türkiye ile Rusya'yı karşı karşıya getirecek yeni bir plan hazırlandığı yönünde kamuoyuna bazı bilgiler yansıdı. Bazı yabancı güçler tarafından Suriye'den Ukrayna'ya parayla silahlı radikal grupların taşınacağı belirtildi. Hatta bu taşımanın Rusya ile ilişkileri bozmak için Türkiye tarafından yapıldığı iddiasının da ortaya atılacağı ifade edildi. Bu konuda size ulaşmış bir bilgi var mı?" sorusunu Çelik, şöyle yanıtladı:
"Şöyle bir mantıksızlık var. Türkiye Rusya ile ilişkileri bozmak için tutacak Suriye'den Ukrayna'ya savaşçı taşıyacak. Bu mantıksız bir şey. Biz Rusya ile Suriye'de iş birliği yapıyoruz. Bazı şeyleri birbirine karıştırmamak lazım. Biz Rusya ile güçlü komşuluk ilişkileri geliştirdiğimiz gibi Ukrayna ile de güçlü ilişkiler geliştiriyoruz. Şöyle bir şey yapılmaya çalışılıyor. Rusya ile ilişki geliştiriyorsan Rusya'nın Ukrayna tezine destek ver. Ukrayna ile ilişki geliştiriyorsan Ukrayna'nın Rusya tezine destek ver. Biz bunun yerine diyoruz ki çözüm olan diplomasidir. Ukrayna'nın da Rusya'nın da toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Kırım ilhakını tanımıyoruz ama sonuç diplomasidir. Ukrayna-Rusya ve AGİT arasındaki üçlü temas grubu hayata geçmelidir ve 2020'deki kapsamlı ateşkese geri dönülmelidir diyoruz."
Vekalet savaşlarının tarafı olmadıklarını ifade eden Çelik, "Vekalet savaşlarında yöntem kullanan bir ülke değiliz. Çok açık ve net bir şekilde söylüyorum. Biz bu vekalet savaşı konusunda Türkiye'yi suçlayan devletlerin istihbarat örgütlerinin hangi grupları bu vekalet savaşlarında kullandığını ve finanse ettiğini tüm adlarıyla ve adresleriyle biliyoruz. Suriye'de de Libya'da da biliyoruz." diye konuştu.
- "Her CHP üyelik kartı verdiğinizin sütten çıkmış ak kaşık olduğunu iddia edebiliyor musunuz"
Ömer Çelik, CHP'nin hizmet damgalı pasaportla ilgili iddiaların sorulması üzerine şu yanıtı verdi:
"Birkaç milletvekili çıktı 'Bunu AK Parti belediyeleri yapıyor' dedi. 'AK Parti belediyeleri yapıyor' derken, AK Parti Teşkilatlarıyla ilgili organize bir durummuş gibi sundu. Şimdi bugün gördük ki aynı durum CHP ve İYİ Parti belediyelerinde de varmış. AK Parti'ye ait bir organizasyonmuş gibi göstermeye çalışanların kimler olduğu da biliniyor. İsimler, attıkları twitler, yaptıkları beyanlar belli. Çıkıp özür dilemeleri gerekiyor. Kendi belediyelerinde çıktı işte."
CHP Sözcüsü Faik Öztrak'ın konuyla ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu suçladığını ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Diyor ki 'Gri pasaportları o vermiş açığa çıkarsın.' İçişleri Bakanlığı zaten soruşturmayı yürütecek, açığa çıkarıyor. Siz İçişleri Bakanlığı yetki alanındaki her verilen belgeden netice itibarıyla bu her kişinin sorumluluğunu alabilecek durumda olamazsınız ki. Her nüfus cüzdanı verdiğinizin suç işlememesini garanti ediyor musunuz? Yarın suç işleyebilir diye nüfus cüzdanı vermeyelim mi diyorsunuz. Bu arkadaşlarımızın kendisine soralım. Her CHP üyelik kartı verdiğinizin sütten çıkmış ak kaşık olduğunu iddia edebiliyor musunuz, buna kefiliz diyebiliyor musunuz? İçişleri Bakanlığı ve bürokrasisiyle nedir bu husumetleri onu da bilmiyorum. Biraz böyle izanlı, mantıklı bir argüman getirmek gerekir. Sonuç olarak şu partiden, bu partiden, AK Partili olan CHP'li ve İYİ Partili olan, belediyelerden bu şekilde bir tablo ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığımız bunu soruşturacak ve netice itibarıyla kusur, hata, yanlış ve suç ne varsa yargıya intikal edecek. Biz de bu şekilde soruşturulmasının güçlü bir şekilde arkasındayız. Her şeyin şeffaf bir şekilde ortaya çıkmasını istiyoruz."
- "Çalışmalarımız ramazan içerisinde devam edecek"
Çelik, MYK Toplantısının sürdüğünü aktararak, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bundan sonraki çalışmalarımız ramazan içerisinde devam edecek. Bayramdan sonra yaz çalışmaları başlayacak. Şimdi en güçlü mücadeleyi Kovid ile ilgili veriyoruz. Maske-mesafe ve temizlik meselesi çok önemli. Bunu atlatmamız gerekiyor. Bu sayıları ramazan içerisinde düşürmemiz gerekiyor. Bu topyekun seferberlik gerektiren bir yaklaşım. Sağlık çalışanlarımızın nasıl büyük bir fedakarlık içerisine girdiğini görüyoruz. Hepsine minnettarız. Maske-mesafe ve temizlik meselesinin bir ulusal seferberlik meselesi olduğunu unutmayalım. Sevdiklerimizi ve büyüklerimizi koruyalım. Sevdiklerimizle bayramı güzel bir şekilde geçirmek üzere bugünden tedbirlerimizi alalım."
(Bitti)