Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (3)
- "Milletin hür iradesiyle ve tertemiz oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek, Türkiye’yi deforme etmek için faal halde olanlara alimallah, bedeli ne kadar ağır olsa bile izin verilmeyecektir. Biden lobisinin zehir ve zillet saçan niyetleri ne yaparsa yapsın billahi Türkiye Cumhuriyetini düşüremeyecektir"- "CHP, Türkiye üzerinde emelleri olan küresel emperyalizmin kanlı limanına yanaşıp tahkimat yapacak kadar Türkiye muhalifidir"
TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milletin hür iradesiyle ve tertemiz oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek, Türkiye’yi deforme etmek için faal halde olanlara alimallah, bedeli ne kadar ağır olsa bile izin verilmeyecektir. Biden lobisinin zehir ve zillet saçan niyetleri ne yaparsa yapsın billahi Türkiye Cumhuriyetini düşüremeyecektir." dedi.
Bahçeli, partisinin Meclis grubunda yaptığı konuşmada, her nifak ve dedikoduya can havliyle sarılan CHP yönetiminin siyasetinin ayıplı, ahlaksız, tamı tamamına çukur siyaseti olduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu’nun rotasının yanlış, siyasi dili ve üslubunun yozlaşmış olduğunu dile getiren Bahçeli, "CHP, Türkiye üzerinde emelleri olan küresel emperyalizmin kanlı limanına yanaşıp tahkimat yapacak kadar Türkiye muhalifidir." diye konuştu.
"İP, bu limana çoktan varmış, demir atacak iskele aramaya başlamıştır." ifadesini kullanan Bahçeli, "Milletin hür iradesiyle ve tertemiz oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek, Türkiye’yi deforme etmek için faal halde olanlara alimallah, bedeli ne kadar ağır olsa bile izin verilmeyecektir. Biden lobisinin zehir ve zillet saçan niyetleri ne yaparsa yapsın billahi Türkiye Cumhuriyetini düşüremeyecektir." değerlendirmesini yaptı.
Bahçeli, şunları kaydetti:
"CHP’nin bu lobiye ümit bağlaması, sırtını emperyalizme dayaması, demokrasi dışı müdahalelere çanak tutması tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda düşmana hizmet edip ganimet olmakla birdir, aynıdır. Türkiye Cumhuriyeti tam bağımsızdır; milli ve egemen bir devlettir. Biden’in muhalefeti pışpışlayıp Cumhuriyeti ve Cumhur İttifakı’nı hedef alması sonu hüsran olacak bir maceraya atılmaktır.
İktidar ruhsatını ABD değil, kovboylar değil, kulisler değil, güç odakları değil, büyük Türk milleti vermektedir. İhanete teşne olanların bu gerçeği akıllarından çıkarmaması tavsiyemdir. Türkiye’yi siyasi, hukuki ve toplumsal alanlarda taşeronlar vasıtasıyla düğümleyip seçime veya başka arayışlara zorlamak demokrasi ve milli irade düşmanlığının kesif bir yansımasıdır. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türkiye, bir hukuk devletidir. Bizim açımızdan, milletin vermediği bir yetkiyi zalimlerin elinden almak için heyecana kapılmak soysuz bir beklentidir. Arka arkaya ortaya çıkan, birbiriyle bağ ve bağlantısı kesin olan olaylar manzumesinin kaynağında Türkiye’yi çökertme hesapları ve dayatmalara rıza gösterme beklentisi yatmaktadır. Fakat unuttukları Türk milletinin kudreti, kuvveden fiile çıkan korkusuz duruşudur. Türkiye sokakta bulunmadı, harita üzerinde kurulmadı. Türk milleti tesadüfen bir araya gelmedi, bağımsızlık hediye alınmadı. Üzerinde yaşadığımız topraklara boşuna vatan denmedi, sınırlarımız icazetle çizilmedi. Varsa kendine güvenen çıksın karşımıza. Varsa yüreği yeten haydi buyursun er meydanına. Eğer demokrasimizi, eğer devletimizi, eğer hürriyetimizi, eğer milletimizin tarihi haklarını, eğer milli birlik ve kardeşlik hukukumuzu can pahasına savunamazsak bu hayat, bu can, bu beden hepimize haram olsun. Kahraman şehitlerimizin ve aziz ceddimizin emaneti olan milli varlığımıza operasyon çekenlerin, devletimizin çatısını uçurmak için gizli saklı plan yapanların bu cüretkarlıklarını burunlarından fitil fitil getireceğiz. Bu nedenle, yaşanan sürece ve yaklaşan tehlikelere karşı tüm vatandaşlarımın dikkatini hassaten çekiyorum. Kalbinde bayrak sevgisi olan herkesi vatan ortak paydasında, cumhurun muazzez irade vasfında buluşmaya, zulme ve zillete açık tavır almaya davet ediyorum. Gün bugündür. Millet varlığına karşı husumete yeltenenleri de tahrikleri bırakarak, girdikleri ihanet yolculuğundan derhal dönmeleri konusunda bir kez daha uyarıyorum."
- "Hükümetimizin yanında, devletimizin arkasındayız"
Kimden ve nereden gelirse gelsin, hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun, Cumhuriyetin kuruluş ilkelerini tartışmaya açmanın, siyasi rant hesabıyla dış tazyik ve tertiplere kuryelik yapmanın "devletin ve milletin izmihlaline onay" olacağını belirten Bahçeli, "Bize göre bunun adı da ihanettir. MHP ve Cumhur İttifakı bu emelleri besleyenlere hiçbir şart altında geçit vermeme konusunda manevi ve iradi söz birliği etmiştir. Bu bakımdan hiç kimse hayal peşinde koşmamalı, Türk milletinin gücünü ve Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in sabrını test etmek gibi bir gaflete düşmemelidir." diye konuştu.
İçinden geçilen nazik dönemde herkesin sağduyunun rehberliğinde hareket etmesinin, ihanet girişimlerine karşı milli duruş sergilemesinin, toplumsal huzurun tesisi ve korunması hususunda sorumlu davranmasının tarihi bir görev olduğunu dile getiren Devlet Bahçeli, "Biz bu görevin şuuruyla hükümetimizin yanındayız. Devletimizin arkasındayız. Sokak çetelerinin, terör örgütlerinin, yedi düvelin karşısındayız. Çünkü biz Cumhur İttifakı’yız. Çünkü biz 'vatanın ha ekmeğini yemişim ha kurşununu' diyen serdengeçli ruhlu MHP’yiz" dedi.
- Avrupa Parlamentosu Raporuna eleştiri
Bahçeli, Avrupa Parlamentosu Genel Kurulunda kabul edilen 2019-2020 Türkiye Raporu’nda, AB ve üye ülkelere "Ülkücü hareketi terör örgütleri listesine ekleme ihtimalini araştırma, dernekleri yasaklama ve faaliyetlerini yakından izleme çağrısının" ayaklarının altında çiğnenmeye müstahak olduğunu belirtti.
Buram buram Türk ve Türkiye karşıtlığıyla bezenmiş bu sipariş raporun 19 Mayıs’ta kabul edilmesini de manidar bulduklarını söyleyen Bahçeli, "PKK/YPG/PYD’ye müsamahalı davranıp FETÖ’yü koyunlarında besleyen ülkelerin bize karşı ilkel önyargılarını silah gibi kullanmaları basitliktir, değersizdir, acziyettir." diye konuştu.
Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Irkçılığın, İslamofobinin, yabancı düşmanlığının hakim olduğu bir coğrafyada Milliyetçi Ülkücü Hareketi terörle bağdaştırma hazırlığı cinnet hali olduğu kadar tarih ve medeniyet cinayetidir. Teröristleri ülkelerinde ağırlayan, ayaklarının altına kırmızı halılar seren ülkelerin akıl ve vicdan tutulması yaşadıkları açıktır.
Miilliyetçi Ülkücü Hareketi terörle anmak, sadece teröristlerin ve terör sevicilerin harcıdır. Türkiye’nin AB üyeliğini stratejik hedef olarak gördüğü, ilişkilerin müspet yönde ilerlediği bir dönemde yayımlanan rapor Avrupa değerlerinin inkarıdır. Baştan ayağa haksız, hayasız ve hasmane şekilde Türkiye eleştirisinin yer aldığı mezkur raporu kabul etmediğimizi, gıyaben kendilerine iade ettiğimizi, çok net olarak da kınadığımızı millet huzurunda söylemek boyun borcumuzdur.
Tek taraflı, temelsiz, yanlı, objektiflikten uzak, hiçbir dayanağı olmayan, Türkiye’nin ve Türk milletinin egemenlik haklarını baskılamaya çalışan rapor bir Haçlı organizasyonudur ve bizim nezdimizde yok hükmündedir. MHP’nin demokrasi ve insanlık değerleri konusunda sahip olduğu ilkeler ve müktesebatla hiçbir Avrupa ülkesi boy ölçüşemeyecektir. Onların baktığı yer PKK’nın, YPG’nin, FETÖ’nün sığınıp ikmal yaptığı yılan deliğidir.
Çok şükür, oradan bakınca Milliyetçi Ülkücü Hareket’ten rahatsızlık duyulması bizim doğru yolda bulunduğumuzun karinesidir. Biz hakkın yanındayız, halkın yanındayız, hakikatin çizgisindeyiz. Kem gözler, kötü sözler, kötürüm emeller ne söylerse söylesin, gelecek ay yıldızlı al bayrağın altındadır. Türkiye’nin birliği, refahı ve istikbalinin güvencesi ortak değerler etrafında birleşmekten geçmektedir. Bu milletin şerefi ve haysiyeti, kardeşlik ve kahramanlık üzerine inşa edilmiş milli birliği, milli kimliğidir. Bu değerlerimiz yara alır, kardeşlik ruhumuz sarsılırsa, tezahür edecek sonuçlar çok vahim ve tehlikeli olacaktır. Türk milleti yapay ayrımlara, tehdit saçan çabalara fırsat vermeyerek beraberliğini sonsuza kadar sürdürecektir. Gün, saflarımızı sıklaştırma günüdür. Gün, kucaklaşma günüdür. Kucaklaşmanın adresi cumhurun muhteşem varlığı, Türk milletinin ta kendisidir."
- "O çocuklar Türk çocuklarıdır"
"Husumet cephesi kalabalıktır." diyen Bahçeli, nefret salgınının Avrupa’ya vebadan daha şiddetli hasar verdiğini söyledi.
Paşevik’e "Pomak Köyü", Türk çocuklarına da "Yunan çocukları" diyen Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in halt ettiğini, hezeyan girdabına düştüğünü dile getiren Bahçeli, "O çocuklar Türk çocuklarıdır. Paşevik de Pomak değildir. Yunanistan hükümetinin bu asimilasyoncu ve faşist politikalarına Avrupa Parlamentosu ne diyecektir? Türk çocuklarına Yunan çocukları demenin ırkçılık olduğu tasdik ve teyit edilmeyecek midir? Mesele Müslüman oldu mu, mesele Türk oldu mu gözleri öfkeyle perdelenenlerin insanlığa söyleyecekleri hiçbir şey yoktur." diye konuştu.
21 Mayıs 2021 tarihinde Gazze’de ateşkes ilanından önce 11 gün devam eden İsrail saldırılarında 66’sı çocuk, 39’u kadın olmak üzere 243 masumun ölümüne ses çıkaran, itiraz eden, lanetleyen kaç AB üyesi ülke olmuştur?" sorusunu yönelten Bahçeli, "Güçlünün haklı, haklının güçsüz değerlendirildiği sakat ve sancılı küresel düzen kesinlikle sorgulanmalıdır. Adalet ve hakkaniyet üzerine inşa edilmiş, adil ve eşit paylaşımın esas alındığı, mazlumların ölmediği, coğrafyaların sömürülmediği bir dünya düzeni geleceğin huzuru için şarttır. Türkiye meşru insani ve beşeri talepleri seslendirdiği için hedef haline gelmiştir." dedi.
Bahçeli, "Bölge ülkeleri İsrail’in bağımsız Yahudi bir devlet olarak var olma hakkını tanıyana kadar barış olmayacak." diyen Biden ve zihniyetinin, insanlık karşısında mahcup, hatta mağlup olmadıkça, asıl dünyanın barışa hasret kalacağını söyledi.
(Bitti)