İsrail'in Mescid-i Aksa ve Filistinlilere saldırıları TBMM Genel Kurulu gündeminde
- BBP Genel Başkanı Mustafa Destici:- "Ortada savaşın tarafları yoktur. Sivillere yönelik bir katliam ve Filistinli Müslümanlara yönelik bir soykırım vardır"- MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir:- "İsrail, kendinden olmayan her şeye düşmandır; sadece Filistinlilere değil, tüm insanlığa karşı savaş açmıştır işin özünde"- CHP İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz:- "İsrail öncelikle Birleşmiş Milletler'in defalarca vurguladığı üzere, 1967 Savaşı’nda işgal ettiği topraklardan çekilmeli ve Kudüs'ün statüsünü değiştirmeye yönelik faaliyetlerine de son vermelidir"- İYİ Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan:- "Yürütme erkinden beklediğimiz tepkiyi göremedik"
TBMM (AA) - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarına ilişkin, "Ortada savaşın tarafları yoktur. Sivillere yönelik bir katliam ve Filistinli Müslümanlara yönelik bir soykırım vardır." dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırısı, Gazze ve Kudüs'te yaşananlarla ilgili TBMM Genel Kurulunu bilgilendirmesinin ardından siyasi parti grupları adına konuşmalar yapıldı.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan, 70 yılı aşkın bir süredir Orta Doğu'nun kanayan yarasına yeni bir sayfanın eklendiğini belirterek, "Kudüs'ün Şeyh Cerrah Mahallesi'nde bazı ailelerin mahkeme kararlarıyla evlerinden edilmesi, bu ev sahiplerinin kendi evlerine giremediklerinden kapı önünde iftar eda etmeye çalışmasına polisin müdahalesi, ardından polisin Mescid-i Aksa’ya girmesiyle başlayan gerginlik bugün neredeyse yarı bir savaş haline dönüşmüştür." diye konuştu.
Birleşmiş Milletler (BM), Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatının çabalarının çağrı ve kınamalardan öteye gitmediğini ifade eden Erozan, BM'deki ABD'nin mevcudiyeti ve Güvenlik Konseyi'ndeki veto erkinden dolayı Güvenlik Konseyi'nden bir işlev beklemenin mümkün olmadığını söyledi.
Gözlerin perşembe günü yapılacak BM Genel Kurulu toplantısına çevrildiğini ifade eden Erozan, "Hepimizin bildiği gibi Genel Kurul'dan çıkacak bir karar, olsa olsa manevi ve siyasi bir mesaj içerir, ondan bir sonuç üretmek her zaman mümkün değildir ve geriye doğru bakarsanız Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de Genel Kurul da bu konuda geçmişte birtakım kararlar almıştır ama bu kararların bir işe yaramadığı bugünkü durumla ortaya çıkmıştır." diye konuştu.
Ahmet Kamil Erozan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve destekçilerini şiddetle kınadıklarını, uluslararası toplumu bu insanlık ayıbına karşı Filistinlilerin yanında birlik olmaya çağırdıklarını söyleyerek, şöyle devam etti:
"Tabii ki İsrail orantısız güç kullanmaktadır, tabii ki bir insanlık dramı yaşanmaktadır, tabii ki bu eylemlerin kınanması ve lanetlenmesi gerekir ve tabii ki TBMM de geçen hafta yasama organı olarak bunun gereğini yapmıştır ama yürütme erkinden beklediğimiz tepkiyi göremedik. Biz 'Türkiye olarak ne yaptık?' sorusunu gündeme getirmek durumundayız. Sayın Cumhurbaşkanı 20'yi aşkın telefon görüşmesi yaptı ama maalesef şunu da gözlüyoruz ki kimsenin, o 'ümmete liderlik' vasfını Sayın Erdoğan’a vermeye niyeti yok. Ümmetin liderliğine soyunan, sonunda Papa'yı telefonla aradı. Şimdi, Papa nerede, hangi ümmetin parçası onu bilmiyorum, Papa'dan ne bekliyoruz 'ümmetin lideri' olarak onu da anlamıyorum ama bu olsa olsa bir aczin ifadesidir bizim açımızdan."
- "Tüm ülkeler zulme karşı birliktelikle duruş sergilemeli"
MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, İsrail'in saldırılarının günlerden beri vahşetini artırarak devam ettiğini belirterek, "Masumlar hiçbir hassasiyet gözetilmeksizin hedef alınmakta, çocuklar dahi İsrail tarafından hunharca katledilmektedir." dedi.
Bugün Kudüs'ten başlayarak Filistin coğrafyasının tamamında görülen İsrail'in saldırganlığı ve zulmünün bir çırpıda gerçekleşen bir sürecin neticesi olmadığına işaret eden Özdemir, "İsrail, kendinden olmayan her şeye düşmandır; sadece Filistinlilere değil, tüm insanlığa karşı savaş açmıştır işin özünde. Saldırganlığı sadece Müslümanları değil, bu bölgede yaşayan Hristiyanları da hedef almaktadır." dedi.
Tüm ülkelerin zulme karşı ortak hassasiyetle beraber ve birliktelikle duruş sergilemelerinin elzem olduğunu vurgulayan Özdemir, "Şayet bugün Filistin'de yaşanan zulme karşı bir şey yapılmazsa yarın küresel barış çok daha ciddi bir tehdit yaşayacak, yaşanan çatışmalar sadece bölgesel barışı değil dünya genelinde tüm insanlığı etkileyecek ağır koşulları gündeme getirebilecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Özdemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail’in menfur saldırılarının durdurulmasına yönelik yürüttüğü diplomatik çalışmaların insanlığın onur ve umudunun korunmasını sağladığını dile getirdi.
İsrail'in hunhar saldırılarına derhal son vermesi, işgal ettiği yerlerden geri çekilmesi ve ateşkes tesis edilmesi gerektiğini söyleyen Özdemir, Kudüs'te her dinin, her kültürün, her etnik yapının ortak paylaşımını ve yönetimini esas alacak bir idare yapısıyla kalıcı ve kapsayıcı yeni bir siyasi denklem ihtiyacının ertelenemez düzeyde olduğunu kaydetti.
BM'nin eşit, adil ve iki devletli sistemin kurulması için harekete geçmesi, inisiyatif üstlenmesi ve caydırıcılığını kullanmasını da isteyen Özdemir, şöyle konuştu:
"1967 öncesi sınırları dikkate alınarak başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti uluslararası camiada tanınmalıdır. Birleşmiş Milletler veya İslam ülkeleri öncülüğünde oluşturulacak bir koruyucu gücün çatışma ve gerginlik alanlarına konuşlandırılarak saldırıların engellenmesi acilen gündeme alınmalıdır. Bize göre Kudüs'e Birleşmiş Milletler veya İslam ülkelerinin katılımıyla teşekkül edecek bir koruyucu güç planlanmıyorsa, o zaman tarihin sesine kulak verilmeli, medeniyetler şehri Kudüs'ün ruhu ve dokusunu bilen Türk milleti yeni bir nöbet için devreye girmelidir."
- "Sulh yoluyla çözüm için elinizi taşın altına koyun"
HDP Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy ise yolsuzluk davalarıyla boğuşan ve seçim sonuçları kötü geçen, hükümet kuramayan Netanyahu'nun Gazze'ye saldırarak, Filistin'i tekrar kan gölüne çevirerek bir siyasi pozisyon tutmaya çalıştığını söyledi.
"Filistin meselesi söz konusu olduğu zaman bir söz düellosu sürekli olur. İnsanlar birbirlerine laf atarlar, Netanyahu Erdoğan'a, Erdoğan Netanyahu'ya. Fakat ortada ticaret alabildiğine devam eder." diyen Özsoy, Türkiye ile İsrail arasındaki ticaret hacminin AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılından 2020 yılına kadar yüzde 250 arttığını söyledi.
Gazze'den bir fotoğraf gösteren Özsoy, "Sivil bir yerleşim yeri. Netanyahu birkaç tane füzeyi bahane edip 'terörle mücadele ediyoruz' diye Gazze'yi bir bütün olarak bombardımana tabi tutuyor, sivilleri öldürüyor ve bütün bunu nasıl meşrulaştırıyor? Ben 'terörle mücadele ediyorum, benim Filistinlilerle bir meselem yok, bir problemim yok' diyor." dedi.
Özsoy daha sonra ise terörle mücadele operasyonları sırasında Cizre, Nusaybin ve Sur'da yaşananlara ilişkin fotoğrafları göstererek, "Hiçbir farkınız yok. HDP olarak, Filistin meselesine karşı olan tavrımız bellidir, biz sadece şunu istiyoruz hükümetten: Bu Filistin meselesini iç politika malzemesi olarak kullanmayın; gücünüz varsa imkanınız varsa ki var bu meselenin sulh yoluyla çözümü için elinizi taşın altına koyun." ifadesini kullandı.
Yerinden söz alan AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, HDP'li Özsoy'un sürekli iç siyasete gönderme yapan bir konuşma yaptığını belirterek, "Hişyar Bey'in unuttuğu ve bahsetmediği bir unsur var orada, PKK faktörü. Malum, o dönemde çukurlar kazılmış ve o çukurların arkasında gencecik delikanlılar ellerinde silahlarla, 'şehirlerde devrimci kurtuluş savaşını başlattıklarını' ifade etmişlerdir. Orada yaşanan dramın, trajedinin asli aktörü PKK'dır." dedi.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da HDP'li Özsoy'un konuşmasına tepki göstererek, "Filistin'de yaşananlar ile Türkiye'nin terörle mücadelesini kıyaslamak bir kere akıl tutulmasıdır, PKK terör örgütünü görmemektir. Bu, aynı zamanda, İsrail saldırılarını dolaylı olarak meşru görmeye götürecek de bir anlayıştır." diye konuştu.
- "Filistin meselesi aslında Türkiye'nin ulusal meseledir"
CHP İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz de sözlerine İsrail'in Filistin'e yönelik günlerdir devam eden şiddetini kınayarak başladı.
TBMM'nin İsrail'in saldırılarını kınadığını anımsatan Çeviköz, "Meclisimizin bu konuda ortak bir tavır sergilemesi ve haksızlığa karşı bir araya gelmesi konusunda bizlere ve yurttaşlarımıza bir umut vesilesi oldu bu beraberlik. Bu da aslında Filistin meselesinin bizim için ne kadar önemli bir mesele olduğunu gösteriyor. Biraz evvel ifade edildi, Filistin meselesi aslında Türkiye’nin dış politikasında ve iç politikasında bir ulusal meseledir." dedi.
Türkiye'nin AK Parti iktidarının hataları nedeniyle etkin bir dış politika izleyemediğini öne süren Çeviköz, bu durumun Müslüman Kardeşler'e hamilik ısrarının bir sonucu olduğunu savundu.
İktidarın, Filistin konusunda bir taraftan "Ümmet bizden liderlik bekliyor." derken bir taraftan da Papa ile görüşmeler yaptığını anlatan Çeviköz, şunları söyledi:
"Bu çelişkili durumla nasıl bir diplomasi atağı yaratmayı düşünüyorsunuz? Dış politika her şeyden önce millet için yapılır, siz millet için hangi dış politika başarısını gösterdiniz ki ümmetin liderliğine talip olabiliyorsunuz? Ümmet sizi tanımasa inanması işten bile değil. Hem hangi ümmetten söz ediyorsunuz? Suriye'de 'bizimkilerle Esad'ınkiler' diye böldüğünüz ümmetten mi? Libya'da 'bizimkilerle Mısır'ınkiler' diye böldüğünüz ümmetten mi? Mısır'da 'bizimkilerle Sisi'ninkiler' diye böldüğünüz ümmetten mi? İstanbul seçimlerinde dahi 'Bize mi oy vereceksiniz, Sisi'ye mi?' diye kendi halkımızı, milletimizi böldünüz. Ümmet sizden liderlik beklemiyor, milletimiz ne istiyorsa ümmet de onu istiyor. Gölge etmeyin, başka ihsan istemez."
Çeviköz, Filistin konusunda, Mısır başta olmak üzere iki devletli çözümü destekleyen bütün ülkelerle ortak hareket edilerek vahşetin sonlandırılmasını talep ettiklerini dile getirdi. Ünal Çeviköz, "İsrail öncelikle Birleşmiş Milletler'in defalarca vurguladığı üzere, 1967 Savaşı'nda işgal ettiği topraklardan çekilmeli ve Kudüs'ün statüsünü değiştirmeye yönelik faaliyetlerine de son vermelidir." dedi.
CHP'nin Filistin halkının yanında olduğunu vurgulayan Çeviköz, "Bugüne kadar İsrail-Filistin sorununa Birleşmiş Milletler kararları çerçevesinde ve iki devlet esasına göre kalıcı bir çözüm bulunması için bütün ilgili taraflarla sonuç alıcı girişimler içinde olunmasını benimsedik, önerdik. Bu tutumumuzu bundan sonra da devam ettireceğimizi buradan bir kez daha kuvvetle vurguluyorum." diye konuştu.
- "Filistinli Müslümanlara yönelik bir soykırım var"
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Filistin'de sivillere yönelik bir katliam ve Filistinli Müslümanlara yönelik bir soykırım uygulandığını belirtti.
Bu katliamda en önemli sorumluluk sahiplerinden birinin de İsrail'e silah satışına onay veren ABD yönetimi olduğunu ifade eden Destici, Batı'nın yaşananlar karşısındaki tutumunun aldatmaca olduğunu dile getirdi.
El Halil şehrindeki İbrahim Camisi'nde yapılanan Mescid-i Aksa'da yapılmak istendiğini anlatan Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:
"25 Şubat 1994'te bir Yahudi siyonist doktor, otomatik tüfekle 29 Müslüman'ı katletmiş, yüzlercesini yaralamış ve bu hadiseden sonra İbrahim Camisi kapatılmış, açıldığında yüzde 60'ı sinagog olarak açılmıştır. 2015'teki Kudüs ziyaretimizde de bunu yerinde müşahede etme imkanı bulduk. Mısır'da yaşananlar, Suriye'de, Irak'ta bütün yaşananlar bugünlerin hazırlığıdır. Aynen Suriye'nin kuzeyinde PKK/PYD'ye bir devlet kurdurma çabaları ne ise 50-60 yıl önce Filistin topraklarında yapılan odur. Yani İsrail neyse bugün ABD'nin kurdurmayı hedeflediği PKK/PYD devleti odur. HDP neyse Netanyahu'nun Likud'u da odur.
Bizim Kudüs ve Mescid-i Aksa sevdamız, bir milletvekilimiz söyledi, 'dini kisveye büründürmek' tam da inancımızın bir gereğidir. Elbette ki insan hakları, hukuk, adalet işin bir başka boyutudur ama Selçuklu, Osmanlı, Selahaddin Eyyubi hangi ruhla Kudüs'ü savunmuşsa, fethetmişse Mescid-i Aksa'ya sahip çıkmışsa biz de aynı ruhla, aynı inançla Mescid-i Aksa'ya ve Kudüs'e sahip çıkıyoruz."