TBMM Göç ve Uyum Alt Komisyonu Başkanı Uslu'dan sığınmacılara karşı nefret dili kullanılmaması uyarısı:
- "TBMM üyesi olarak politikaları eleştireceğiz, yeni politika oluşturma süreçlerinde bulunacağız, esnafa, çiftçiye yeteri kadar katkı sunulmadığını söyleyebiliriz, eleştirilerde bulunabiliriz ama bu cümlenin sonuna, 'Suriyelilere bu parayı vermeseydik.' ifadesini eklersek bu yanlış olur, bu ötekileştirme dili olur, nefret dili olur, ayrıştırma olur"
TBMM (AA) - TBMM Göç ve Uyum Alt Komisyonu Başkanı Atay Uslu, "TBMM üyesi olarak politikaları eleştireceğiz, yeni politika oluşturma süreçlerinde bulunacağız, esnafa, çiftçiye yeteri kadar katkı sunulmadığını söyleyebiliriz, eleştirilerde bulunabiliriz ama bu cümlenin sonuna, 'Suriyelilere bu parayı vermeseydik.' ifadesini eklersek bu yanlış olur, bu ötekileştirme dili olur, nefret dili olur, ayrıştırma olur." dedi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Göç ve Uyum Alt Komisyonu, AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu başkanlığında toplandı.
Uslu, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, pandemi nedeniyle komisyon olarak çok fazla sahaya çıkamadıklarını, planlanan ziyaretlerin de bu nedenle gerçekleşemediğini dile getirdi. Göç ve sığınmacı konusunun dünyanın gündeminde olduğunu aktaran Uslu, Türkiye'de de bu konuda uyum sürecinin sürdüğünü anlattı. Yeni anayasa tartışmasının Türkiye'nin gündeminde bulunduğunu anımsatan Uslu, "Yeni anayasada sığınmacılar, yabancılar ve göçmenler ne kadar ve nasıl yer almalı? Aslında bundan sonraki gündemimizde bu da olmalı." diye konuştu.
Göçmen, sığınmacı konusunun bir sosyal olgu olarak dünyada bir sorun olarak devam ettiğini belirten Uslu, göçmenlerin, mültecilerin, sığınmacıların zorluklarını, yaşama tutunma çabalarını, geri itilme süreçlerini ve son yıllarda da ötekileştirilen, göçmen düşmanlığıyla karşı karşıya kalınan süreçlerin hep birlikte görüldüğünü söyledi.
"Maalesef 'Avrupa'da, göçmenleri istemiyoruz.' hatta 'Denizlerde boğulsunlar.' diyen siyasetçileri ve nefret dilini görüyoruz." diyen Uslu, Türkiye'de böyle bir siyasal dilin olmadığına vurgu yaptı.
Türkiye'de göçmenler ve sığınmacılar konusunda bazen bilmeyerek bazen de bilerek yanlış ifadelerin kullanıldığını dile getiren Uslu, şu değerlendirmeye yer verdi:
"Genel Kuruldaki konuşmalarda, herhangi bir konuda, sağlıkla, tarımla, memurlarla ya da esnafla ilgili bir konu gündeme geldiğinde, şöyle bir eleştirinin olduğunu görüyorum: 'Suriyelilere 40 milyar doları vermeseydik de esnafa, memura verseydik.' Bu dil ve ifade yanlış. TBMM üyesi olarak politikaları eleştireceğiz, yeni politika oluşturma süreçlerinde bulunacağız, esnafa, çiftçiye yeteri kadar katkı sunulmadığını söyleyebiliriz, eleştirilerde bulunabiliriz ama bu cümlenin sonuna, 'Suriyelilere bu parayı vermeseydik.' ifadesini eklersek bu yanlış olur, bu ötekileştirme dili olur, nefret dili olur, ayrıştırma olur. Evet, spora daha çok yatırım yapalım. Evet, eğitime daha çok yatırım yapalım. Ama konuyu Suriyelilere getirip bağlamak bence yanlıştır."
Sığınmacıları hedef gösteren, yabancı düşmanlığına yaslanan, ayrımcı, dışlayıcı eylem ve söylemlere tolerans gösterilmemesi gerektiğini aktaran Uslu, şöyle konuştu:
"Kaynak ülkelerde sorun devam ettiği sürece sığınmacı sorunu devam edecek. Bugün dünyada iki büyük virüs var. Birisi Kovid-19 virüsü, diğeri ötekileştirici, yabancı düşmanlığı virüsü. Kovid-19 virüsünün çözümü aşıyla bulundu, bununla ilgili adımlar atıldı. Göçmen düşmanlığı, yabancı düşmanlığı virüsünün çözümü aslında uyum. Eğer uyum olursa bu virüs de bir şekilde ortadan kaybolur. Eğer uyum olmazsa bu virüs büyürse bu ateş kıvılcım alırsa yine eskiye dönüş olur; ırkçılık, nefret düşmanlığı, faşizm hortlar. Maalesef bunun belirtilerini Avrupa'daki siyasal partilerde görüyoruz. Türkiye olarak buna müsaade etmememiz lazım."
Uslu'nun konuşmasının ardından, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Kadir Onur Unutulmaz, "Türkiye’de ve dünyada entegrasyon modelleri ve spor" başlıklı sunum yaptı.