Geleneksel Türk okçuluğuna ilgi artıyor
- Türkiye Geleneksel Türk Okçuluk Federasyonu Organizasyon Kurulu Üyesi Erhan Uzman:- "Devletin vermiş olduğu desteklerle, geleneksel Türk okçuluğu başta olmak üzere ata sporlarının tamamında bir hayata dönüş yaşandı"- Geleneksel okçuluk sporcusu Özlem Avcı:- "Antrenörlük ve hakemlik yolunda ilerlemek için okçuluğa devam etmeyi düşünüyorum"
ADANA (AA) - ÖMER FANSA - Son iki yılda federasyonuna kavuşan geleneksel Türk okçuluğu sporuna vatandaşların ilgisi artıyor.
Türkiye Geleneksel Türk Okçuluk Federasyonu Organizasyon Kurulu Üyesi ve Adana Temsilcisi Erhan Uzman, AA muhabirine, yayın bir silah olmasının yanı sıra spor ve eğlence amaçlı da kullanıldığını söyledi.
Daha önce çok az sayıda kişinin icra ettiği geleneksel okçuluğun, 2019 yılında Türkiye Geleneksel Türk Okçuluk Federasyonunun kurulmasıyla birlikte daha fazla ilgi gördüğünü ifade eden Uzman, bu branşa yönelenlerin sayısının gün geçtikçe arttığını anlattı.
Kendilerinin geleneksel Türk okçuluğuna yönelik kulüplerini federasyonun faaliyete geçmesinden çok önce, 2016 yılında kurduklarını dile getiren Uzman, "Adana'da sadece bizim kulübümüz varken, bu sporu kentte 6-7 kişi, Türkiye genelinde 300-400 kişi yapıyordu. Şu anda Adana'da 8 kulüpte 200 lisanslı sporcu var. Lisanssız olarak bireysel ilgilenen de 500 kişi var. Türkiye'de yaklaşık 5 bin lisanslı sporcu bulunuyor." diye konuştu.
Uzman, geleneksel Türk okçuluğunun gelişmesinde hükümetin verdiği desteğin büyük katkı sağladığını aktararak, "Cirit, mangala, kuşak güreşi de dahil olmak üzere ata sporlarının tamamına destek veriliyor. Devletin vermiş olduğu desteklerle geleneksel Türk okçuluğu başta olmak üzere ata sporlarının tamamında bir hayata dönüş yaşandı." ifadelerini kullandı.
- "Aile olarak gelen çok kişi var"
Uzman, özellikle televizyonlardaki çizgi film ve dizilerin etkisiyle ata sporlarına merakın küçük yaşta oluştuğunu, kendilerine de ağırlıklı olarak çocukların başvurduğunu belirtti.
Sporcuları arasında aile olarak gelenlerin sayısının alışılmışın üstünde olduğunu vurgulayan Uzman, şunları söyledi:
"Anne-kız, baba-oğul, tüm aile spora gelen çok var. Çünkü her yaş ve cinsiyetten insan okçuluk yapabilir. İlginç tarafı, Adana özelinde kadınların ilgisi daha fazla. Önceleri 10 erkek 3 kadın varken, kadın sporcularımız başarılar elde etmeye başladı. İnsanlar bu başarıları sosyal medyada görünce, 'Ben de yapabilirim' diye düşünüyor. Böylece kadın sayısı artıyor. Kadın sayısının artması, yeni kadın sporcuların gelmesini de kolaylaştırıyor."
Uzman, tesisleşmenin artmasıyla bu sporda çok daha iyi yerlere gelmenin mümkün olduğunu sözlerine ekledi.
- Anne-kız birlikte ok atıyorlar
Geleneksel Türk okçuluğuyla uğraşan anne-kız ikilileri Özlem ve Elif Gökçe Avcı ile Sonay ve Eda Topçu, birlikte çalışmalarını sürdürüyor.
Daha önce voleybol oynayan ve son bir yıldır bu spora yönelen 15 yaşındaki Elif Gökçe Avcı, televizyonda izlediği bir haberin ardından geleneksel Türk okçuluğu yapmaya karar verdiğini belirtti.
Fikrini annesine açtığında, onun da bu sporla ilgilenmek istediğini dile getiren Elif, "Özelikle derslerime katkısı oldu. Dikkat seviyemi yükseltti. Stres atmamı sağladı. Ruhsal olarak beni çok fazla iyileştirdiğini düşünüyorum." dedi.
Anne Özlem Avcı, kol kaslarını güçlendirmek için kendisinin de kızıyla ok atmaya başladığını anlatarak, "Ok atmak çok güzel, çok zevkli bir şey. Ok atarak bütün stresinizden kurtuluyorsunuz. Antrenörlük ve hakemlik yolunda ilerlemek için okçuluğa devam etmeyi düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
İki yıl önce bu spora başlayan 10 yaşındaki Eda Topçu ise okulda yapılan tanıtım sonrası okçuluğa yöneldiğini kaydederek, "Ok atmayı çok sevdim ve devam ettim. Beni çok mutlu ediyor, çok eğleniyorum. Annem de yanımda, beni motive ediyor." diye konuştu.
Anne Sonay Topçu ise kızının okçulukla ilgilenmesinin ardından kendisinin de hobi amaçlı başladığını, ancak bu sporun kendisi için bir tutkuya dönüştüğünü aktardı.
Okçuluğun, kızının ruhsal ve fiziksel gelişimine çok katkısı olduğunu, kendisinin de stres atmasını sağladığını vurgulayan Sonay Topçu, "Ok atarken bütün dertleri, sıkıntıları omzumuzun arkasında bırakıyoruz. Bütün sıkıntıları okla birlikte hedefe atıyoruz." şeklinde görüş belirtti.